Yemek yemeden 3 hafta, su içmeden birkaç gün ama nefes almadan ancak birkaç dakika yaşayabiliriz. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki insanlar nefes kapasitelerinin %30’unu kullanmaktadır. Bu da ancak hayatta kalabilecek kadar nefes alıp verdiğimizi gösterir. Yani nefes almıyoruz solunum yapıyoruz demektir. Oysa yaşam mucizemizi sağlayan nefes ve onunla alınan oksijendir. Hücrelerin görevi nefes alarak aldığımız oksijeni yaşam enerjisine çevirmektir. Nefes hücrelerimizin yaşam kaynağı ve besinidir. Bedenimizi toksinlerden arındırır bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Sadece nefes kapasitemizi arttırmakla stresi ortadan kaldırıp hayatımıza neşe huzur ve mutluluk getirebiliriz. Öncelikle fiziksel düzeyde başlayan değişimleri duygusal ve zihinsel düzeyde iyileşmeler takip eder. Öfke, korku, endişe, panik gibi bastırılmış duygular hücre hafızasından temizlenir. Giderek ruhsal düzeyde değişimler başlar. Yüksek benliğimizle bağlantıya geçeriz. Hayatımıza bolluk bereket akar.
Uygulamalarda sistemli bir şekilde tam ve derin nefes alarak kaybettiğimiz doğal nefes alma yeteneğimizi hatırlarız. Ortalama 8-10 seans bunun için yeterlidir. Nefes alma tarzımız değiştiğinde ve doğal hale geldiğinde düşünme ve hissetme tarzımızda kendiliğinden değişir. Ne kadar çok rahat ve bol nefes alıyorsak hayatta da o kadar rahat ve bolluk içinde yaşarız.
Bağımlılıklar, kanser, astım, migren, depresyon, yorgunluk, uykusuzluk, korku, panik atak, stres, alerjiler, nefes darlığı, koah, adet öncesi sendromu, ağrılar, romatizma gibi birçok hastalığın iyileşme sürecini hızlandırıp tamamen ortadan kalkmasına yardımcı olur. Tıbbi bir tedavi yöntemi olmayıp tamamen iyileşme sürecine destek sağlar.